Doğada Vahşi Hayvan Saldırılarından Korunma

  İşten  güçten sıyrılıp  şöyle güzel bir kamp yapmayı bu yazıyı okumakta olan herkes ister sanırım .Hatta muhtemelen kamp planlarınızı yapmış ve hafta sonunu iple çekerken bu yazıyı okuyorsunuzdur.Doğa korkulacak […]

 

İşten  güçten sıyrılıp  şöyle güzel bir kamp yapmayı bu yazıyı okumakta olan herkes ister sanırım .Hatta muhtemelen kamp planlarınızı yapmış ve hafta sonunu iple çekerken bu yazıyı okuyorsunuzdur.Doğa korkulacak bir şey değildir.Atın kendinizi dağların kollarına. Fakat bazı kurallara uymayı ve önlemleri almayı ihmal etmeden yapın bunu.

 

Nelerdir bu kurallar ?

Yürüyüşlerde Dikkat Edilmesi gerekenler:

Gündüz yada gece fark etmeksizin doğa yürüyüşlerinde,özellikle sık orman içlerinde çok sessiz ilerlemekten kaçınmak gerekir.Düdük öttürebilir,ara ara ormana seslenebilir,şarkı söyleyebilir  yada daha farklı seslerle bir şekilde varlığınızı çevrenize duyurabilirsiniz.Bunu yaptığınızda ayı ve domuz gibi yabanilerle ani karşılaşma  ihtimaliniz oldukça düşüktür. Gece yürüyüşlerinde ses çıkarmanın yanı sıra ışıkla ilerlemeniz de oldukça önemlidir.(çığ tehlikesi olmayan arazi şartları içindir)

Kamp yeri seçimi:

Öncelikle Kamp yerini belirlerken hayvan barınağı olabilecek mağara ve benzeri yapıların içine yada yakınına ,Yabani ayak izlerinin yoğun olduğu alanlara ,bölgede su kaynakları çok kısıtlıysa bu kaynakların yakınlarına kamp kurmamak gerekir.

Ateş:
Kamp alanında ateşin  mümkün olduğunca sürekliliğini sağlamak gerekir.Hem hayvanlar  ateşten  korktukları için, hem de sizi varlığınızı fark edecekleri  için o bölgeden uzak duracaklardır.

Yeme İçme :

Koku yayacak sucuk,tavuk,et vb yiyecekleri  kesinlikle çadır ,çadır bagajı yahut sırt çantamızda tutmamalıyız.Kamp düzenimizi kurduktan sonra bu yiyecekleri  torbalara koyup ağzını güzelce bağlayıp kamp alanından biraz uzaktaki ağaçlara ip ile asmak gerekir.Bu yiyecekleri çadırımızın çok yakınında pişirmek ve atıklarını yakın çevreye  atmakta doğru bir davranış değildir.

Yazımın Buradan Sonrası Alıntıdır:(Eser İMAMOĞULLARI)

İZCİLERİN ORMAN YÜRÜYÜŞLERİ ESNASINDA YÜKSEK SESLE ŞARKI SÖYLEMELERİNİN BİR SEBEBİ DE BUDUR!

Çünkü altını çizerek belirtmek isterim ki, ayılar istisnai durumlar haricinde mağaralarına, barındıkları ine girilmediği, yavrularına yaklaşılmadığı, onlarla ormanda ani karşılaşmalar olmadığı ve açlıktan ölmek üzere olmadıkları sürece insanlara saldırmazlar.

Aksine merak etseler de çoğu zaman sessizce uzaklaşırlar. Ayılar aynı zamanda çok iyi koku alan ve bir yarış atı kadar hızlı koşabilen canlılardır. Doğada olası ayı karşılaşmalarında kesinlikle dikkat etmemiz gereken durumlar vardır. Eğer uzak mesafede bir ayı ile göz teması kurarsak, yavaş ve küçük adımlarla arkamızı dönmeden geriye doğru gitmeliyiz. Göz teması kesildiğinde derhal o bölgeden uzaklaşmalıyız.

Şayet ayı ile yaklaşık 10-15 metre mesafede göz teması sağlarsak öncelikle zor olsa da sakin kalarak ayının hareketlerini analiz etmeliyiz. Eğer ayağa kalkmış ve havayı kokluyor ise onunla yavaş ve sakin bir ses tonuyla konuşarak (herhangi bir şeyler söyleyebilirsiniz) çok yavaş hareketlerle yine arkamızı dönmeden uzaklaşmalıyız. Yine göz teması kesildiğinde derhal o bölgeyi terk etmeliyiz.

Ancak biz yavaş yavaş geri adımlar atarken o da bize doğru yaklaşıyorsa varsa sırt çantamızı yoksa üzerimizdeki ceket vb malzemeyi çok yavaşça yere bırakarak aynı sakinlikle arkamızı dönmeden geri geri gitmeliyiz. Ayılar çok meraklı canlılar olduklarından dikkatlerini, yere bıraktığımız malzemeye vererek, ona odaklanmasını sağlayabiliriz. Burada en önemli nokta eğer bizi farketmişlerse ve göz teması kurmuşlarsa asla panik yapıp arkamızı dönüp koşmamalıyız. Bu çok önemli bir kuraldır. Yukarıda da belirttiğim gibi çok hızlı koşan canlılar olduklarını unutmamalıyız.

ayilar-hizli-kosar

Bir diğer durum ise ayı ile aramızda çok az bir mesafe var ve ayı bize dişlerini göstererek bağırıyorsa çok büyük ihtimalle bize saldıracaktır. O an yapabileceğimiz en iyi hamlelerden birisi ceketimizin kollarını çıkartarak bilek kısımlarından yukarı doğru kaldırarak kendimizi ayıdan daha büyük ve daha güçlü göstererek çok yüksek sesle bağırmalıyız. Ayıya ondan daha güçlü olduğumuzu hissettirebilirsek saldırmaktan vazgeçip bizden uzaklaşacaktır.

Şimdi bu hamlenin işe yarayamayabileceğini düşünebilirsiniz. Ancak o durumda sanırım yapılabilecek iki hamleden en iyisi budur. Diğer hamle ise herkesin bildiği ölü taklidi yapmaktır. Cenin pozisyonu alarak başımızı ellerimizin arasına koyarak sessiz ve hareketsiz kalmalıyız. Ta ki ayı bizi bırakıp gidinceye dek. Ancak bu yöntemi hangimiz kolaylıkla uygulayabiliriz ki? Bu hamledeki endişem, yetişkin bir ayıyı ele alırsak ölü taklidi yapan bir insanı hafifte olsa pençeleri veya ağzıyla kontrol edebilir ki bu konumda insan yaralanabilir. Bu ortamda bir insanın sessizliğini ve sakinliğini koruması gerçekten mucize gibidir.

Bahsettiğim tüm hamleler dışında esas olan her ne olursa olsun elimizden geldiğince sakin ve soğukkanlı kalarak mevcut durumdaki verilebilecek en doğru kararları vermeliyiz.

yaban-domuzu

Yaban Domuzları da çok dikkat edilmesi gereken canlılardır. Çoğunlukla sürüler halinde gezerler ve mümkün mertebe istisna durumlar haricinde insanlardan kaçarlar. Ancak kaçış yollarında herhangi bir engel veya biz var isek saldırmaktan asla çekinmeyeceklerdir. Toplumda aslında çokta doğru olmayan bir bilgi vardır. Bu bilgi, domuzların boyunlarını kullanamadığından dolayı sadece düz koşular yaptıklarının ve çok çabuk yön değiştiremediklerinin sanılmasıdır.

Evet doğruluk payı olan bilgi, çok atik bir şekilde yön değiştiremezler. Ancak biz de hızlı bir şekilde kaçarken onu atlatabilecek çapraz koşular yapabilecek miyiz? Yaban domuzları boyunlarını kullanamamalarının dezavantajını, arka ayaklarını çok iyi kullanarak bu negatif durumu kapatmaya çalışırlar. Bu yüzden doğada yaban domuzlarıyla karşılaştığımızda onların koşu istikametlerinin önüne geçmemeliyiz. Bizleri görüp kaçmaya kalktıklarında da kesinlikle kaçış yollarını kapatmamalıyız. Kaçış yollarında doğal engeller varsa (kayalık, uçurum vb.) mevcut konumumuza doğru koşabilecekleri ihtimaline karşı tetikte olmalıyız. Eğer tırmanabileceğimiz büyük bir ağaç varsa mutlaka tırmanmalıyız. Onlar gidene kadar da ağaçtan inmemeliyiz. Şayet kolay tırmanabileceğimiz bir ağaç yoksa son çare olarak mümkün olduğunca hızlı ve çevik bir şekilde çapraz koşular yaparak kaçmayı denemeliyiz.

kurtlar

Kurtlar sürüyle gezen, çok zeki ve hisli canlılardır. Eğer kamp alanımızın yakınında bir kurt görürsek emin olmalıyız ki kamp alanımızın etrafında veya çok yakınında sürünün diğer üyeleri de vardır. Kurtlar çok nadiren ve bazı özel durumlarda yalnızdırlar. Kurtlar da ayılar gibi, açlıktan ölme durumunda olmadıkları ve onların yaşamlarını tehdit eden müdahalelerde bulunulmadığı sürece insanlara saldırmazlar.

Kurtlar diğer vahşi hayvanlara nispeten ateşten en çok korkan canlılardır. Bu yüzden yazımın başında da belirttiğim kamp ateşimizin hemen yanında meşaleler bulundurmalıyız. Olası bir tehditte meşaleleri kamp ateşimizde derhal yakıp kendimizi savunabiliriz.

Yılanlar genellikle bahar ve yaz aylarında tehdit oluştururlar. Özellikle belirtmek isterim ki onlara zarar vereceğimizi hissettirmediğimiz ve onların yaşamlarını tehdit etmediğimiz sürece bizler için tehdit oluşturmazlar. Kamp alanımızda kesinlikle büyük kayaları, kütük veya büyük odun parçalarını kaldırırken dikkat etmeliyiz. Eğer bu tür nesneleri almamız veya yerlerini değiştirmemiz gerekiyorsa mutlaka nesneyi kendimize doğru çekerek hareket ettirmeliyiz. Bu suretle nesne altında yılan varsa derhal oradan kaçacaktır. Nesneleri ileriye doğru itersek kaçış yolu için üzerimize doğru yönelebilirler, bizi tehdit olarak görebilir ve saldırabilirler. Yüksek ve sık otlar arasında yürürken veya bir ağaç, bir kaya kenarında dinlenirken yukarıdaki hususlara dikkat etmeliyiz. Özetle yılanların yaşamını tehdit edecek hareketler veya bizi farkettiklerinde onların kaçış yollarını kapatacak hamleler yapmadığımız sürece bizden hızlıca uzaklaşacaklardır.

Genel hatlarıyla yüzeysel olarak kamp faaliyetlerimiz veya doğa yürüyüşlerimizde vahşi hayvanlara karşı almamız gereken tedbirlerden bahsetmek istedim. Burada önemle belirtmek istediğim konu ise vahşi hayvanlar bizim düşmanımız değil dostlarımızdır.

Ne onları öldürecek, zarar verecek kadar zalim ne de onların kimi durumlarda bizlere hayati tehlikeler yaşatabilecek canlılar olduklarını unutacak kadar bilinçsiz olmalıyız. Tüm kamp severlere yeterli bilgi ve tecrübeleriyle tedbir aldıkları ve güvenliği asla ihmal etmedikleri keyifli faaliyetler dilerim.

DİP NOT: Yazıdaki tüm tedbirler ve hamlelerin % 100 bilimsel doğruluğu ispat olmamakla birlikte, doğa ile ilgili yoğun tecrübeleri olan insanların ortak fikir ve görüşlerini yorumladığım teorik bilgilerdir.

About Burak